• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Karşıyaka Öğrenci Koçluğu

Öğrenci Koçluğu

Öğrenci genellikle henüz kişiliği oluşma aşamalarında bulunan, yaşı itibarı ile duygusal ancak duygularını kontrol edemeyen, kendi kendine düşünmeye başlamamış, aldığı etkilere ancak tepki verebilen bir insandır. Eleştiriye değil hemen her zaman için motivasyona ve olumlu desteğe gereksinim duyan bir insandır. Öğrenci koçluğu öğrencilerin kendilerini tanımaları ve kişisel stratejilerini belirleyebilmeleri için profesyonel destek sağlayan danışmanlık hizmetidir. Kötü öğrenci yoktur, sadece öğrenme yeteneğine güvenmeyen öğrenci vardır. Hepimiz içimizde büyük bir potansiyel ile doğarız. Bu potansiyeli fark ederek ortaya çıkarmak öğrenci koçluğu çalışmasının özünü oluşturur. Öğrenci Koçluğu, öğrencinin tüm yaşamı boyunca, maksimum performansa ulaşması için koç ile öğrenci arasında kurulan planlı bir gelişim sürecidir. Öğrenciler, eğitim hayatları boyunca pek çok dersle uğraşıp, verimli olmaya çalışmaktadırlar. Sorunlarının sebeplerini bilseler de çoğu zaman başarıya, hedefe giden

Hızlı Okuma İzmir

Hızlı Okuma

Bir resme, bir karikatüre bakarız ama bir yazıyı okuruz. Aslında ikisi arasında bir fark yoktur. Gözümüz şekilleri görür, beyin de değerlendirir. Ancak okumayı öğrenmeye başladığımızdan beri edindiğimiz ve hemen herkeste bulunduğu için farkına varamadığımız bazı alışkanlıklar nedeni ile okuma hızımız, insanın sahip olduğu kapasiteye göre hayli yavaştır. İnsanlar sadece göz ve beyin arasında olması gereken okuma işleminin arasına bazı lüzumsuz alışkanlıklar katarlar. Kimi duyulacak şekilde (özellikle çocuklar) sesli okur, kiminin okurken dudakları kıpırdar, kimileri ise yazıyı içinden kelime kelime okur. Bütün bu kötü alışkanlıklar okuma süresince ekstra bir güç sarfettirdiğinden okurken çabucak yorulmaya da sebep olurlar. Halbuki okuma sırasında ağız, dil, dudak, damak ve gırtlak gibi organların çalışmalarına hiç gerek yoktur. Yavaş okumamızın birinci nedeni gözümüzün görme alanını iyi kullanmamamız yani okurken her kelimeye tek tek bakmamızdır. Bu şekilde normal

Okulda Başarısızlık Nedenleri

Başarı

Okul, çocuğun yaşamındaki ilk toplumsal kurumdur. Okul kişiye yaşamında gerekli olacak değerleri ve bilgileri kazandırırken topluma uyum sağlaması için gerekli sosyalleşme becerilerini de kazandırmaktadır. Okul başarısızlığının her çocuk için ayrı bir nedeni vardır. Çocuğun tembelliğinin nedenini iyi analiz etmek gerekir. Çocuk veya genç belki öğretmenlerden ondan öç almak için çalışmıyordur. Yahut anne babanın kendisini azarlamasından aşağılanmasından aşırı eleştirmesinden bilinç dışı bir tepki ile ders çalışmayarak tepki vermekte böylece intikam almaktadır. Çocuğu okulda başarısız olan anne babalar özellikle kendilerini sorgulamalıdırlar. İyi bir model olup olmadıklarının farkına varan büyükler hatalarını hemen düzeltebileceklerdir. Okul başarısızlığının bir nedeni de gerçek dışı aşırı istekleri olan anne babadır. Çocuk büyüklerin beklentisine cevap veremeyince ümitsizliğe kapılır. Başarıya şartlandırılmak yerine ”elinden gelenin en iyisini yapmaya “

Özgüvenimi Nasıl Geliştirebilirim?

Özgüven

Özgüven kişinin kendini kendi zihninde olumlu ve yeterli algılaması veya kendisi hakkında olumlu iç tasarımlara sahip olması olarak kabul edilir. Yani bir nevi iç barış olan özgüven, kişinin yeteneklerini, sınırlarını, kapasitesini bilmesi ve bu bilgiyi eyleme geçirebilme yetisi olarak da kabul edilir. Özgüven kolay gelişmez. Kişinin yaşadığı deneyimler ve bu deneyimler sonunda kazandığı yetiler, beceriler özgüveni pekiştirir veya zayıflatır. Kişi yetilerini bir yetenek ve beceri haline getirebildiği, bilebildiği ve yaptığı işin üzerinde kontrol sağladığı ölçüde kendine güvenecektir veya güvenemeyecektir. Özgüven için özsaygı, olmazsa olmaz koşullardan birisidir. Özsaygı, özgüveni doğurur. Ancak aşırı özgüvene sahip olan kişiler ego’larını şişirerek, gerçeklikten, doğallıktan uzaklaşarak önemli ölçüde kişilik ve davranış sorunları yaşayabilirler. Zaman zaman kişinin anlamadığı, kontrol edemediği, bilmediği durumlarda çekinik kalması, kendine güvenememesi normaldir; buradaki kendin

Psikolojik Özgüven Nasıl Kazanılır?

Özgüven

Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik, boyun eğme, aşırı uyum gösterme, yalnızlık, eleştirilere karşı hassas olma, güvensizlik, depresyon, aşağılık duygusu ve sevilmediğini hissetme gibi kavramlarla tanımlanabilir. Günümüzde özgüven eksikliği beklide birçoğumuzun yaşadığı ve çocuklarımızda gördüğümüz bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Özgüven bazı insanlar için önemsiz bir sorun, bazı insanlar içinde sıkıntı kaynağı olabilir. Çünkü modern yaşam da ve hepimizden özgüvenli olmamız beklenmekte, özgüven içeren davranışlar çoğu zaman beğenilmekte ve taktir edilmektedir. Çocukluğumuzdan itibaren yaşamın her alanında, öğrencilik yıllarında, yeni bir işe başlarken, özel ve sosyal yaşantımızda, mesleğimizi yaparken, özgüvenli davranmamız bizi başarıya ulaştırmakta, özgüven eksikliği ise kendimizi değersiz ve başarısız hissetmemiz

Çocuklarda Özgüven

Özgüven

Çocuğunuzun hayatta başarılı olmasının ön koşullarından biri kendine güvenli bir birey olarak yetişmesidir Oysa kızgınlık anında söylenen sözler, verilen olumsuz tepkiler özgüven gelişimini engeller. Çocuklar okul çağına geldiklerinde özsaygı duygusu da gelişmiş olur Özsaygısı gelişmiş bir çocuk yeni şeyler denemek, arkadaş edinmek ve genel anlamda başarılı olmak için özgüvene sahip olur Özsaygısı fazla gelişmemiş bir çocuksa bu alanlarda zorluk çeker ve daha çok yardıma ihtiyaç duyar. Bireyin kendini iyi hissetmesi; başarılı, dengeli ve haz aldığı bir yaşama sahip olup, olmaması ile özgüvenin yüksekliği ya da güvensizlik duyguları paralel süreçlerdir. Yaşamdan haz alabilmek için özgüvene ihtiyacımız vardır. Bu temel ihtiyacın karşılanmaması hayatı çekilmez kılabilir. Özgüven yaşamın ilk yıllarından itibaren yavaş yavaş gelişen bir duygudur. Çocukluk döneminde bu duygunun gelişmesine olanak tanınmaz, eksik bırakılırsa yetişkin dönemde telafi edilmesi mümkün olmaya

Çocuğuma Matematiği Nasıl Sevdiririm?

Özgüven

Çocuğunuza matematiği sevdirmek için onunla pozitif konuşun. Sizinde matematiği sevmediğinizi, okula giderken tıpkı onun gibi zorlandığınızı söylemekten kaçının. Bunun yerine matematik hakkında olumlu şeyler söylemeyi deneyin. Matematiğin bir mücadele olduğunu ama çok ilginç ve kullanışlı olması nedeniyle bunları çalıştığınızı söyleyin. Çocukların sevmedikleri şeyleri olumlu durumlarla ilişkilendirmek her zaman işe yaramıştır. Çocuklarınız matematikle mücadele etmeye başladığında hemen yardım alın. Matematik becerileri birbiri üzerine inşa edilir ve gerçekten matematikle ilgilenmeye başladığı zaman başka becerileri de gelişir. Çocuğunuz başaramadığı zaman, hayal kırıklığı yaşayacaktır. Çok kez pes etmeye çalışacak ve vazgeçecektir. Matematik dersi problemi algılama işleme dönüştürme ve işlemi çözme basamaklarından ibarettir. Çocuklar işlemleri kafalarında çözme başarısını gösterdikçe derse ilgileri artacak ve yapabilme becerisi çocuğun dersi daha verimli dinlemesi

 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15